Eğrisiyle Doğrusuyla Epidural Sezeryan

Daha hamile bile değilken konuşulmaya başlanır, nasıl doğum yapılacağı. Sanırım erkeklerin askerlik maceraları kadar olmasa da kadınların en çok konuştukları konulardandır, doğum yöntemi. Günümüzde pek çok kişi normal doğumu tercih ederken, epidural sezeryan da bebeğinizi doğduğu anda görmeniz açısından normal doğuma iyi bir alternatiftir.
İkizlerimi yaklaşık 4 yıl önce, çok değerli ve sevgili doktorumuz Hüseyin BAŞ sayesinde epidural sezeryanla dünyaya getirdim. Bu yöntemle ilgili ufak tefek kaygılarım varken, endişelerimizin yersiz olduğunu, doğar doğmaz bebeklerin sesini duymanın, sürece tanıklık etmenin ne kadar önemli olduğunu anlatarak bizi kısa sürede ikna etti. Tabii adını şu an hatırlayamadığım anestezi uzmanımızın da hakkını yememek lazım.
Epidural anestezi sanıldığı kadar korkunç bir yöntem değil. Öncelikle bir hemşire son hazırlıklar için size yardım ediyor. Ardından doğumdan yaklaşık yarım saat önce oturur vaziyetteyken,çok ince bir iğne ile omuriliğin son bölümüne, bebeğinize zarar vermeyen bir iğne yapılıyor. İlk yapıldığında kalçanızda elektrik akımı gibi minik bir sızı hissediyorsunuz ama bunun dışında herhangi bir ağrı, acı yaşamıyorsunuz. Sonra yavaş yavaş uyuşma başlıyor, ancak bacaklarınız ve ayaklarınız hala kontrol altında oluyor :) Ayaklarınızı oynatmaya devam edebiliyorsunuz. Bu oynatabilme durumu doğum sırasında da devam ediyor, İşin güzelliği de orada zaten, hiçbir zaman belinizden aşağısı yokmuş hissine kapılmıyorsunuz. Sadece uyuşukluk oluyor o kadar. O da doğumdan sonra kısa sürede geçiyor.
İğneniz yapıldıktan sonra uyuşma istenen düzeye gelir gelmez sizi doğuma alıyorlar. Burada anestezi uzmanı sürekli anınızda bulunmaya devam ediyor, tansiyonunuzun durumuna göre oksijen takviyesi yapılıyor. Bende buna da gerek kalmadı, zaten doğum o kadar kısa sürüyor ki uzun süren (ki o da 5 bilemediniz 10 dakika), dikiş atılma bölümü oluyor.
Epidural anestezi sonrası ayağa kalkmanız da çok zor olmuyor.Uyutularak yapılan sezeryanı yaşamadım ama ondan daha kolay olduğunu düşünüyorum. Bu yöntemle doğum yaptığınızda bebeğinizin sesini duyma lüksünden söz etmeye gerek yok sanırım. Bu inanılmaz bir an. 9 ay boyunca karnınızda büyüyen bebeğinizin ilk sesini duyamamak büyük kayıp olur.
Doğum sonrasında sırtınızdaki, anestezi verilen diren hemen çıkarılmıyor ve sizin kontrolünüzde olan minik bir aletin düğmesine basarak kendinize ağrı kesici vermeniz sağlanıyor. Bunun tek saıncası çok sık başvurursanız ufak çaplı tansiyon düzensizliğine neden oluyor. Ama inanın buna da ihtiyaç duymuyorsunuz. Ben sanırım 2 ya da 3 kere bastım düğmeye. O da doğumdan sonraki ilk bir kaç saat. Sonra ihtiyaç duymadım.
Bu konuda sormak istedikleriniz, merak ettikleriniz varsa seve seve yanıtlayabilirim. Bana mail atarsanız, sizin mail adresinize yanıt yazacağımdan şüpheniz olmasın. Ben de her ne kadar internette pek çok site olsa da bu konu hakkında yine de yaşayanların tecrübelerini duymayı tercih etmiştim.
Hazır doğumdan söz etmişken bir kere daha doktorumun adını anmadan geçemeyeceğim;
9 ay boyunca adeta bize koçluk yapan, her ay ne yiyeceğimden ne giyeceğime, bebeğe alış verişe ne zaman başlayacağımıza, ne alacağımıza kadar bize yardımcı olan, aynı zamanda psikolog gibi yaklaşan, her tür detayı anlayacağımız dilden anlatarak (gerektiğinde şemalar bile çizerek), ultrasona ne zaman girsek büyük bir keyifle bebekleri inceleyerek her zaman kendimizi güvende ve emin ellerde hissetmemizi sağlayan, beni epidural sezeryana ikna eden Sevgili Hüseyin BAŞ'a sonsuz teşekkürler.
Ben doğumumu Ankara'da yapmıştım, ama sevgili Marmarisliler doktorum artık orada yaşıyor, oraya yerleşti çok şanslısınız. Marmaris'te kadın doğum doktoru arayanlara duyurulur :))